Son Dakika Kandilli Deprem Uyarısı Yaptı: ‘Her an 7 üzeri deprem olabilir’ Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “Burası bir deprem bölgesi. Her an 7 üzeri deprem olabilir. Ne zaman olur? Kimse bilmiyor. Bizim yer bilimleri camiası olarak yapacağımız çalışmalar orta ve uzun vadeli” dedi.
Son dakika haberi: Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Türkiye’de her an 7 ve üzeri şiddetinde bir deprem olabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, son zamanlarda yaşanan art arda küçük çaplı depremlerin, büyük bir depremin habercisi olabileceğini belirtti. Özener, Türkiye’de bulunan fay hatlarının enerjisinde birikme olduğunu ve bu enerjinin her an boşalabileceğini söyledi.
Ülkemizdeki deprem gerçeği ile ilgili yıllardır yapılan çalışmaların ve alınan önlemlerin artırılması gerektiğini vurgulayan Özener, vatandaşlarımızın depreme hazırlıklı olması gerektiğini ve acil durum planları yapmalarının hayati önem taşıdığını ifade etti.
Özellikle, İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan vatandaşlarımızın, deprem riskine karşı daha fazla dikkatli olması ve gerekli önlemleri alması gerektiğini belirten Özener, deprem sırasında panik yapmadan, doğru hareketleri yaparak kendilerini ve çevrelerindeki insanları korumalarının önemine dikkat çekti.
Türkiye’nin deprem gerçeği ile yüzleşerek, alınacak önlemleri artırarak, uzmanların uyarılarını dikkate alarak, depremlerin yıkıcı etkilerini en aza indirebiliriz. Vatandaşlarımızın depreme hazırlıklı olmaları ve gerekli tedbirleri almaları için herkesin sorumluluk alması gerekiyor.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, son günlerde yaptığı açıklamalarda, Türkiye’de beklenen büyük depremin olabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Özener, Türkiye’de bulunan fay hatlarındaki enerjinin birikmesinin artık son noktaya geldiğini ve herhangi bir anda büyük bir deprem yaşanabileceğini belirtti. Ayrıca, son zamanlarda yaşanan küçük çaplı depremlerin de bu büyük depremin habercisi olabileceğini ifade etti.
Ülkemizdeki deprem gerçeği ile ilgili yıllardır çalışmalar yapan ve bu konuda birçok çalışmaya imza atan Prof. Dr. Haluk Özener’in uyarıları, ciddiye alınması gereken bir konu olarak önümüzde duruyor.
Vatandaşlarımızın, deprem gibi doğal afetlere karşı hazırlıklı olmaları ve acil durum planlarını hazırlamaları önem arz ediyor. Ayrıca, uzmanların yaptığı uyarıları dikkate alarak gerekli tedbirleri almak da büyük önem taşıyor.
Türkiye’nin deprem gerçeği ile yüzleşmesi ve bu konuda ciddi adımlar atması gerekiyor. Prof. Dr. Haluk Özener gibi alanında uzman isimlerin uyarılarını ciddiye alarak, gerekli önlemleri almak hepimizin sorumluluğunda.
Ülkemizdeki deprem gerçeği ile ilgili yapılan çalışmaların ve alınan önlemlerin artırılması, vatandaşlarımızın can güvenliğini korumak adına hayati önem taşıyor. Ancak, yeterli önlemlerin alınmadığı durumlarda depremin yıkıcı etkilerinin azaltılması mümkün olmayabilir.
Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan vatandaşlarımızın, deprem riskine karşı daha fazla dikkatli olması gerekiyor. Çünkü İstanbul, birçok fay hattının kesiştiği bir bölgede bulunuyor ve uzmanlar, burada yaşanabilecek bir depremin son derece yıkıcı olabileceği konusunda uyarıyor.
Bu nedenle, deprem hazırlıkları kapsamında acil durum çantalarının hazırlanması, evlerin deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edilmesi, olası bir deprem sonrası için toplanma alanlarının belirlenmesi gibi önlemler alınmalıdır.
Ayrıca, vatandaşlarımızın deprem anında yapması gerekenler konusunda da bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Özellikle, deprem sırasında panik yapmadan, kendilerini ve çevrelerindeki insanları korumak için doğru hareketleri yapmak hayat kurtarıcı olabilir.
Ülkemizdeki deprem gerçeği ile yüzleşerek, önlemlerimizi artırarak ve uzmanların uyarılarını dikkate alarak, depremlerin yıkıcı etkilerini en aza indirebiliriz.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Japon bilim insanları ile birlikte 5 yıl önce Marmara fayının farklı özelliklerini anlamak için ölçümlere başladı.
Yer hareketleri sürekli olarak kaydedilerek, yer sarsıntılarının büyüklüğü, süresi, merkezi ve zamanı saptamaya yarayan sismometreler ile veriler toplanıyor. Marmara Denizi’nin 1200 metre dibinde olan cihazlar, 6 ayda bir denizin farklı noktalarına yerleştiriliyor. Çalışmaların 5 yıldır devam ettiğini belirten Prof. Dr. Haluk Özener, araştırmanın ayrıntılarını anlattı.
Prof. Dr. Haluk Özener, Marmara’daki deniz tabanına kurulmuş sismometrelerle Marmara’daki fayın özelliğini analiz ettiklerini belirterek, “Bu çalışma Marmara’da yapılan onlarca çalışmadan sadece bir tanesi. Dolayısıyla çok değerli bilim insanlarımız var, onların yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi. Biz 5 yıl boyunca Japon ve Türk ortaklığı ile Türk ve Japon projesi olarak farklı üniversitelerin de katılımıyla, hocalarımızın desteğiyle proje yürüttük. Türk tarafının liderliğini ben yapmıştım. 5 senelik proje sonucunda Marmara’daki deniz tabanına kurmuş olduğumuz deniz tabanı sismometreleri, açılım ölçer cihazlarla Marmara’daki fayın özelliğini, kayma miktarını hangi fay parçasının hangi derinlikte deprem yarattığını, hangi fay parçasının daha suskun olduğunu ortaya çıkarmıştık. Bilimsel çalışmalarımızın sonuçlarını paylaşıyoruz” dedi.
Özener, “Farklı farklı deniz tabanında çalışmalar var. Gemiler ile fayın lokasyonları haritalanıyor. Bizim yaptığımız çalışmalar da bunların üzerine veri toplamak. Marmara Denizi’nin 1200 metre dibinde olan cihazlarımız var. Cihazları atıyoruz 6 ay sonra alıp verileri topluyoruz ve farklı yerlere koyuyoruz. Dolayısıyla fayın boydan boya özelliklerini anlama şansımız oldu. Çalışmalar hala devam ediyor. Hala Marmara deniz tabanında bu cihazlarımız veri topluyor. O verileri mart ayında alacağız. Daha sonra değerlendireceğiz ama uzun soluklu işler” ifadelerini kullandı.
Özener, “Burası bir deprem bölgesi. Her an 7 üzeri deprem olabilir. Ne zaman olur? Kimse bilmiyor. Bizim yer bilimleri camiası olarak yapacağımız çalışmalar orta ve uzun vadeli. En kısa vadede yapılması gereken, bina yapı stokunun güvenli hale getirilmesi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hızlı tarama yöntemiyle binaların güvenliği ve mevcut durumunu tespit eden çalışması var. 6 Şubat’tan önce ve sonra yapılan başvurular arasında devasa fark var. Bu da bizim toplumumuzun yumurta kapıya dayandıktan sonra aksiyon almasından kaynaklanıyor. Şu an yapılması gereken şey toptan yapı stokunun kalitesine bakılması” diye konuştu.