Meme Kanseri Belirtileri Tanı ve Tedavisi Nedir?

Meme Kanseri Belirtileri Tanı ve Tedavisi Nedir?
Yayınlama: 19.09.2022
Düzenleme: 27.09.2022 22:00
A+
A-

Meme kanseri belirtileri ve tedavisi konusundaki haberimizde bilim dünyasındaki son gelişmeleri aktardık. Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, bilim dünyasında meme kanseri tedavileri konusundaki yeni bilimsel çalışma ve gelişmeleri anlattı.

Güncel istatistiklere göre meme kanseri belirtileri sonrası meme kanseri artık en sık görülen kanser türü. Dünya Sağlık Örgütü’nün yakın bir süre önce en çok görülen kanser türünün artık akciğer kanseri değil, meme kanseri olduğunu açıkladığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Tabii gerçek sayısal artışın yanı sıra, başarılı tarama programlarıyla da artık daha çok meme kanseri tanısı konuyor. Üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılan meme kanserinde, her yeni araştırma bulgusu daha etkili sonuçlar veren tedavilerin de yolunu açıyor” dedi.

Meme Kanseri Belirtileri (Tanı ve Tedavisi)

Meme Kanseri Belirtileri (Tanı ve Tedavisi)

Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, bilim dünyasında meme kanseri tedavileri ve meme kanseri belirtileri konusundaki yeni bilimsel çalışma ve gelişmeleri şöyle anlattı:

Lenf bezine sıçramış meme kanserine “kemoterapisiz” tedavi

Az sayıda koltuk altı lenfine sıçramış (metastaz) meme kanseri hastalarına kemoterapi verilmeden sadece anti hormonal tedavi verilmesinin etkinliğinin araştırıldığını söyleyen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yakın bir süre önce sonuçları açıklanan çalışmada, bu grup hastalarda kemoterapi uygulanmadan yalnızca anti hormonal tedavilerle de aynı sonuç alacağımıza şahit olduk.

Çalışma kapsamında, kanserin en fazla 3 koltuk altı lenfine sıçrama yaptığı 9383 kadın hastada genetik risk hesaplaması yapıldı. Hastaların 3’te 2’si menopozda, 3’te 1’i henüz menopoza girmemiş hastalardı. Genetik tekrarlama riski düşük olarak hesaplanan hastaların bir kısmına yalnızca hormon tedavisi, bir kısmına hem kemoterapi hem de hormon tedavisi verildi.

Beş yıllık takipte menopoza girmemiş ve genetik tekrarlama skoru düşük olan kadınlarda kemoterapinin yüzde 1.3 ek katkısı varken, menopoza girmiş kadınlarda kemoterapinin böyle bir ek faydası gösterilemedi. Sonuç olarak, hormon reseptörü pozitif olan ve menopoza girenlerde yalnızca anti hormon tedavisinin kemoterapi kadar etkili olabileceğini görmüş olduk” dedi.

Meme kanseri belirtileri sonrasında depresyon riskini, farkındalık eğitimleriyle azaltabilirsiniz

Meme kanseri tanısı ve sonrasında uygulanan tedavilerin hastalarda depresyona yol açabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yeni yapılan bir çalışmaya göre hastalarda farkındalık ve meditasyon eğitimi ile depresyon riskini düşürmek mümkün. ABD’nin San Antonio şehrinde her yıl yapılan meme kanseri sempozyumunda sunulan ve 247 hastanın yer aldığı çalışmanın sonuçlarına göre, depresyon riski yüzde 50 seviyesinden 6 aylık destek sonrasında yüzde 20’ye kadar gerileyebiliyor. Gerçekleşen çalışmada onkoloji hemşireleri tarafından hastalar farkındalık eğitimine tabi tutuldu. Bununla birlikte farkındalığın ne olduğu, ağrıyla ve güç duygularla yaşamanın, zorluklarla başa çıkmanın yolları anlatıldı.

Sağ kalım eğitiminde ise meme kanseriyle ilgili temel bilgiler olarak yaşam kalitesi, fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, ailevi kanser riski, yaşam ve iş dengesi, menopoz, cinsel hayat ve vücut imajıyla ilgili temel bilgiler yer aldı. Aynı zamanda eğitimlerin sonunda, başlangıçta hastaların yüzde 50’sinde depresyon şikayetleri varken hem farkındalık eğitimi alan grupta hem de sağ kalım eğitimi alan grupta, söz konusu oranların yüzde 20’ye kadar düştüğünü gördük. Kısacası, hastalıkla ilgili farkındalık arttıkça, psikolojik destek de alındığında depresyon riski azalıyor” şeklinde konuştu.

Diyabetle uyumlu diyetler kanser riskini de azaltıyor

Bilindiği gibi Tip 2 diyabetin meme kanseri için bir risk faktörü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Ayrıca meme kanseri sonrası Tip 2 diyabet gelişmesi ihtimali de hayli yüksek. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından denetlenen ve 8320 meme kanseri hastasının değerlendirildiği yeni bir çalışmaya göre, kanser tanısı sonrası Tip 2 diyabet hastalarında uygulanan diyet hem meme kanseri oluşumunu hem de meme kanserine bağlı ölüm riskini azaltıyor. Meme kanseri tanısından sonra beslenme şeklinde değişiklik yapanlarda meme kanserine bağlı ölüm riski yüzde 20’lere kadar geriliyor.

Araştırmaya göre, diyet değişikliği tüm kanserlere bağlı ölüm riskini ise %31 oranında azaltan bir güce sahip. Aynı zamanda diyabetle uyumlu diyetlerde daha çok kepek alınmakta, kahve, kuruyemiş, taze sebze-meyve tüketilmekte. Bununla birlikte doymuş yağlar daha az alınmakta. Aynı zamanda kırmızı et daha az yenmekte ve diyet içecekleri ve meyve suları daha az tüketilmekte. Üstelik bu tip bir diyetin genel popülasyonda diyabet gelişimini yüzde 40 gibi ciddi bir oranda azalttığını söyleyebiliriz” hatırlatmasını yaptı.

60 yaşın üzerindeki meme kanseri hastaları ‘dondurma tedavisi’ ile sağlıklarına kavuşur

ABD’de yapılan Meme Cerrahları Birliği Kongresi’nde 60 yaşın üstündeki meme kanseri hastalarında, eğer tümörleri küçükse ameliyat yerine uygulanan dondurma tedavisi ile de (krioablasyon) benzer sonuçlar alındığı, ek bir tedaviye ihtiyaç olmadığının rapor edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yapılan açıklamaya göre tedavinin kozmetik sonuçları da hayli memnun edici. 194 hastanın değerlendirildiği çalışmada incelenen yavaş seyirli tümörlerin boyutları 1,5 cm’den küçüktü. Doktorlar hastalara 20 ila 40 dakika süren, cilde batırılan bir iğneyle dondurma tedavisi yaptı. Tedavi sonrası hastaların 27’si radyoterapi alırken, 148’i anti-hormon tedavisi aldı ve yalnızca birine kemoterapi aldı. Beş yıl boyunca takip edilen hastaların sadece yüzde 2’sinde tümör nüksetti” dedi.

75 yaş üstü meme kanseri geçirmiş kişilerin mamografi çektirme zorunluluğu yok

Meme kanseri geçirmiş bireylerin izlenmesinin tedavide önemli bir role sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Serdar Turhal, “Ancak yakın zamanda Harvard Üniversitesi liderliğinde gerçekleştirilen bir araştırmada, 75 yaş üstü meme kanserini atlatmış bireylerde mamografi ihtiyacının olmayabileceği raporu açıklandı. Bu durumdaki bireyler doktorlarıyla görüşerek mamografi çektirmeyebilirler. ABD ve Avrupa’daki 30’un üzerinde kanser merkezi, verilerini toplayarak, 75 yaş üstü meme kanserini atlatanlarda mamografi ihtiyacını değerlendirdi ve buna ihtiyaç olmadığı sonucuna vardı.

Peki 75 yaş üzerindeki kadınlara neden mamografi gerekmez?

Bunun iki nedeni var: Birincisi, 75 yaşından sonra kanser riskinde bir miktar azalma olabiliyor. İkincisi ise, 75 yaşından sonra ortaya çıkan ve ölüme yol açan diğer hastalıkların, bu hastaların meme kanseri belirtileri ile meme kanseri tanısını erken alıp bundan fayda görme ihtimallerini azaltması, hatta ortadan kaldırması. Çünkü ilerleyen yaşlarda kalp-damar hastalıkları ve felç geçirmeye bağlı ölümler artıyor. Bu da hastaların yaşam beklentisini azalıyor. Eğer yaşam beklentisi 10 yılın altındaysa, mamografi yapılmasının hastaların yaşam süresine ek katkısı da olmuyor” dedi.

Ayrıca meme kanseri belirtileri sonrası mamografinin gerektiğini ve 40 yaşından itibaren çektirilmelidir diyen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yıllık veya 2 yılda bir çektirebilirsiniz. Bu sıklığa ailevi risk, meme dokusunun yapısı ve hastanın şikayetleri göz önünde bulundurularak karar verilmektedir. Ancak modern mamografinin verdiği radyasyon dozu çok düşük. Bu nedenle yıllık mamografi çekilmesinin hastalarda kanser oluşumunu hızlandırmadığı, bilimsel verilerle de ortaya konmuştur” dedi.

Bizi Twitter‘da da takip edin!