İspanyol Çingeneler Gipsy Kings, 30 Eylül’de Samsun Doğu Park Amfi Tiyatro’da konser verecek. Latin ve Flamenko ezgileriyle Samsun’u coşturacak grup, unutulmaz şarkılarını seslendirecek. Müzikseverler, bu eşsiz gecede ritme ve dansa doyacak.
Dünyaca ünlü müzik grubu Gipsy Kings, Samsun’da sahne almaya hazırlanıyor. Latin ve Flamenko müziğinin efsanevi temsilcileri, 30 Eylül 2025 tarihinde Samsun Doğu Park Amfi Tiyatro’da sevenleriyle buluşacak.
Gipsy Kings, dünya çapında ses getiren “Bamboleo”, “Volare” ve “Djobi Djoba” gibi şarkılarıyla tanınıyor. Grup, enerjik sahne performansları ve ritmik müziğiyle biliniyor. Samsun’daki konser, Karadeniz Bölgesi’nde bu alanda düzenlenen en büyük müzik etkinliklerinden biri olacak.
Organizasyon yetkililerinden alınan bilgiye göre, konser hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Ses ve ışık sistemlerinin kurulum çalışmaları sürerken, konser günü için ekstra güvenlik önlemleri de planlanıyor. Kapıların saat 18.00‘de açılması, konserin ise 20.30‘da başlaması bekleniyor.
Bilet satışları internet üzerinden ve şehirdeki belirlenen satış noktalarından yapılmaya başlandı. Bilet fiyatları 500 TL ile 2000 TL arasında değişiyor. Organizasyon komitesi, biletlerin hızla tükendiğini ve ilginin yoğun olduğunu açıkladı.
Samsun Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, bu konserin şehrin kültürel ve turistik değerine katkı sağlayacağını belirterek, uluslararası çapta sanatçılara ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarını ifade etti.
Konserin, Samsun’un yanı sıra çevre illerden de ziyaretçileri çekmesi bekleniyor. Konaklama, ulaşım ve yeme-içme sektörlerinde hareketlilik yaratacağı düşünülüyor.
Sanatçılar, Samsun konserinde hit parçalarının yanı sıra son albümlerinden de şarkılar seslendirecek. Müziğin ve dansın ön planda olacağı gecede, sahnede coşkulu anlar yaşanması bekleniyor.
Samsun Doğu Park Amfi Tiyatro, konser için özel olarak hazırlandı. Deniz manzarası eşliğinde müzik keyfi yaşamak isteyenler, erken saatlerde alana giderek en iyi yerleri kapmayı planlıyor.
Gipsy Kings’in Samsun konseri, uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir müzik şöleni vaat ediyor.
Detaylı bilgi ve bilet satın almak için resmi satış noktaları ile internet siteleri üzerinden erişim sağlanabiliyor.
Kimdir?
Gipsy Kings’in kendi adlarını taşıyan ilk albümleriyle dünyayı büyülemelerinin üzerinden yirmi beş yıl geçti. Altın ve platin plak ödülleri kazanan bu albüm, geleneksel flamenko ezgilerini Batı popu ve Latin ritimleriyle harmanlayan benzersiz ve karşı konulamaz bir müzik tarzını milyonlarca dinleyiciye tanıttı. O günden bu yana grup, dünyanın en uzak köşelerine kadar neredeyse aralıksız turnelere çıktı ve yaklaşık yirmi milyon albüm sattı. Üstelik bu süre boyunca, virtüöz müzisyenlerden oluşan kadrolarını korumayı başardılar.
Ve şimdi Gipsy Kings, altı yıl aradan sonra dokuzuncu stüdyo albümleri Savor Flamenco ile geri dönüyor. Bu albüm, grubun kendi şarkılarını yazıp prodüksiyonunu üstlendikleri ilk proje olma özelliğini taşıyor. Ayrıca, Fransa’nın en başarılı müzik grubu ile yeni plak şirketleri Knitting Factory Records arasındaki iş birliğinin de başlangıcı.
“Müzik her zaman bir tutkuydu,” diyor baş gitarist Tonino Baliardo. “Bunca yıl, bunca turne ve çalışmadan sonra bile. Bize çok şey kazandırdı. Olgunlaştık, müzikal anlamda geliştik ve bu bizim için çok iyi oldu.”
Pop müzik dünyasında yirmi beş yıl uzun bir süre olabilir, ancak Gipsy Kings’in hikayesi çok daha eskilere dayanıyor. Onların müziği, kuşaklar boyu uzanan bir gelenek; atalarının seslerinden beslenen ve İspanyol Çingeneleri (gitanos)’nun, İspanya İç Savaşı sırasında Katalonya’dan kaçışlarıyla şekillenen göçebe ve çeşitli tarihini yansıtıyor.
Grubun kalbinde, yirmi beş yıldır birlikte çalışan iki besteci ve yapımcı, Nicolas Reyes ve Tonino Baliardo var. Nicolas’ın babası Jose Reyes, ünlü flamenko gitaristi Manitas de Plata ile birlikte efsanevi bir ikili kurmuştu. İkilinin hayranları arasında Miles Davis ve Pablo Picasso gibi isimler de bulunuyordu. Jose Reyes’in kendi grubunu kurması ve oğullarıyla birlikte Los Reyes adını alması ise onun popülerliğini daha da artırdı.
1979 yılında Jose Reyes’in vefatının ardından Nicolas ve Tonino, Fransa’nın güneyindeki Arles kentinde birlikte müzik yapmaya başladılar. Ülke çapında dolaşıp, Cannes sokaklarında müzik yaparak, düğünlerde, partilerde ve festivallerde sahne alarak yollarına devam ettiler. Göçebe yaşam tarzının getirdiği bu sürekli hareketlilik içinde, sonunda “Los Reyes” adını Gipsy Kings olarak değiştirdiler.
“Dünya Müziği” ifadesi çoğu zaman yüzeysel bir pazarlama terimi olarak görülür, ancak Gipsy Kings, bu terimi ilk tanımlayan gruplardan biri olarak gerçekten sınırları aşan bir müzik üretiyor. İlk albümlerinden Savor Flamenco’ya kadar uzanan süreçte, sesleri göçebe miraslarının sürekli seyahat eden ve çeşitli kültürlerden beslenen yapısını yansıtıyor. 1987’de çıkardıkları ilk albüm, ABD albüm listelerinde 40 hafta boyunca kaldı ve dünyaya Rumba Gitano’yu tanıttı: Güney Amerika’nın rumba ritmiyle flamenko gitarların hızlı ataklarının birleşimi. Bu albümden çıkan “Bamboleo”, dünya çapında büyük bir hit oldu (hatta yirmi yıl sonra, Glee dizisinin bir bölümünde bile yer aldı).
Yıllar içinde grup; Latin ve Küba stillerinden, Arap müziği ve reggae’ye, Fransız Çingene ustası Django Reinhardt’ın caz gitarından esinlenerek müziğine farklı ögeler kattı. Ancak yeni albümlerinde de duyulduğu gibi, köklerinin geleneksel flamenko ile bağlantısı hiç kopmadı; Tonino Baliardo’nun akıcı gitarı ve Nicolas Reyes’in güçlü vokalleri odakta kaldı. Bu geniş kültürel harman, Gipsy Kings’in Çin’den Brezilya’ya, New Orleans’tan Rusya’ya, Avustralya’dan Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanında sevilmesini sağladı.
Grubun müziği, popüler kültürde de görünür olmaya devam etti. 1989’da uluslararası bir hit olan “Volare” şarkılarını yakın zamanda Dancing with the Stars programında seslendirdiler. Yorumladıkları “Hotel California”, The Big Lebowski filminde ve Entourage dizisinde yer aldı. 2010 yapımı Toy Story 3 filminde ise, Randy Newman’ın meşhur şarkısı “You’ve Got a Friend in Me”’nin Gipsy Kings yorumu kullanıldı.
2006’daki Pasajero albümünden sonra, müzik endüstrisindeki kaotik durumu gözlemleyen grup, kayıt çalışmalarına bir süre ara verme kararı aldı. Ancak bu süre zarfında beste yapmayı ve turnelerde yeni şarkılar geliştirmeyi hiç bırakmadılar. İki yıl önce Savor Flamenco’nun kayıtlarına başladılar; kendi düzenlemelerini özgürce yaparak, istedikleri müzisyenleri seçerek ve ilk kez prodüksiyonu kendileri üstlenerek çalıştılar. Albüm piyasaya sürülme aşamasına geldiğinde, bağımsız bir plak şirketi olan Knitting Factory Records ile yenilikçi bir iş birliğine girdiler.
Grup için bu yeni albüm, hem geçmişe bir saygı duruşu hem de geleceğe bir bakış anlamı taşıyor. Nicolas Reyes, albümün çıkış şarkısı “Samba Samba” için, “Bu şarkı çok eskilere dayanıyor; eğlence, güneş, neşe ve plajlar için yazıldı,” diyor.
Gipsy Kings, çeyrek asrı aşkın süredir kendi müzik kategorisinde zirvede kalmayı başardı. Turneler dışındaki dönemlerde grup üyeleri hâlâ Fransa’nın güneyinde, kimliklerini ve müziklerini şekillendiren bölgede aileleriyle birlikte yaşıyor. Her döndüklerinde, yeni bir diyara göç eden göçmenlerin deneyimini yeniden yaşıyorlar. Hayatları atalarınınkinden çok farklı olsa da, özlerinde bir şey değişmiyor: Dünyayı dolaşmaya, yeni kültürleri ve tarzları keşfetmeye devam ettikçe, bu hareketlilik, merak ve uyum müziklerini ileriye taşıyan güç oluyor.
Bu olağanüstü grup hâlâ aktif bir şekilde müzik üretirken, aynı zamanda Gipsy Kings’in uzun vadeli geleceğini ve grubu tanımlayan aile bağlarını da düşünüyorlar. Nicolas Reyes, “Yirmi beş yıl geçmiş olsa da, müzik yapmaya devam etmek istiyoruz çünkü bu bizim hayatımız, kimliğimiz. Ama bir gün Gipsy Kings’i oğullarımıza devredeceğimiz zaman gelecek,” diyor.